Medya sanatçısı ve yönetmen Refik Anadol’un Pilevneli Galerisi’nde sergilenen son projesi Eriyen Hatıralar/Melting Memories, en son teknolojinin ve beynin sınırsız olanaklarının yardımıyla, insanlar ile hafıza arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Proje, beynin anıları nasıl hatırladığını gözler önüne sermek için veri resimlerini, ışık projeksiyonlarını ve artırılmış veri heykellerini bir araya getiriyor.
Refik Anadol, fiziksel ve dijital gerçekliğin kesişimini araştıran, dijital sanatlarda sınırları zorlayarak öncülük eden uzmanlaşmış bir medya sanatçısı ve yönetmen. İstanbul’da doğan sanatçı, Los Angeles’ta yaşıyor. Aynı zamanda Antilop tasarım stüdyosunun ortağı ve yaratıcı yönetmeni.
Eriyen Hatıralar, “hatıralar ile ne yapılabilir?” sorusuna cevap olarak ortaya çıkmış. Refik Anadol, 20. yüzyılın başından bu yana sanat dünyasında sorgulanan “anılar nedir ve bize ne anlatıyor?” sorularının günümüzde “hatıralarla neler yapılabilir?” şekline dönüştüğüne ve soruların cevaplardan daha önemli olduğuna inanıyor.
Kaliforniya Üniversitesi’nde yer alan Neurascape nöroloji laboratuvarının desteğiyle ortaya çıkan projedeki çalışmalarda Refik Anadol, çok değerli büyük veri setleri ve üstün özellikli beyin sinyali sensörleri ile çalışma fırsatı bularak deneyler yapmış; teknolojinin bilim ve sanat ile kesiştiği noktalardaki ilhamın biricikliğine odaklanmış. Çalışmalar, beynimizin bir anıyı hatırladığı anda oluşturduğu hareketlerin bir beyin dalgası sensörü aracılığıyla algoritmalara dönüştürülmesi ile üretilmiş.
Çalışmaların temelini verilerin görsel malzemeye dönüştürülmesi oluşturuyor. Bu süreçte beynin anıları hatırlama süreci filtreleniyor ve beynin maddeselliğini ortaya çıkıyor. Refik Anadol, ileri teknolojiyi ustalıkla manipüle ederek, teknoloji ile çağdaş sanatın kesişme noktasında sanatçılara sunduğu olanaklara dikkat çekerken, yapay zekanın artık bireysellik ve samimiyetle çelişmediği yeni bir alanın varlığını ortaya çıkarıyor. Veri setleri, sanatçının sergilenen çok boyutlu görsel yapıları için ihtiyaç duyduğu benzersiz algoritmaların yapı taşlarını oluşturuyor ve çağdaş sanatta yeni bir boyut yaratıyor. İzleyiciler, aydınlatma ve projeksiyonlarla zenginleştirilmiş mimari ölçekteki LED ekranlar üzerinde veri heykelleri ve üç boyutlu tabloları izleme olanağına kavuşuyor.